Видео

Van gölünün çevresindeki eb guzel ilçesi unutmuşsunuz adilcevaz

Baglar ve topçulardan sonra üçüncü en iyi mahalle hangisi sizce

çandarlı güzelmiş emeğinize sağlık

❤

Bilgilendirici bir video olmuş

Emeğinize sağlık

Sizinle gezmek güzel

👏🏻 👏🏻👏🏻

Teşekkürler çok güzel bir çalışma olmuş

Çok güzel net bir çekim olmuş sonuna kadar videoyu zevkle izledik

Çandarlı sahili çok darmış ilginç

Deniz pırıl pırıl görünüyor

Kalesi güzel korunmuş

Çandarlı güzel yermiş

Kümbetttttt

Dikili

Çandarlı

🎉🎉🎉

Tarihi Kars’ın bilinen ilk sâkinleri Hurrilerdir. Daha sonra Hititlerin hâkimiyetine girmişlerdir. Hurriler bölgeye “yüksek ülke” veya “yukarı eller” demişlerdir. Bölge, daha sonra Urartuların işgâline uğradı. M.Ö. 8. asırda Kimmerler buradan geçtiler. Asurlar ve Babiller buraya hâkim olamadılar. İskitler M.Ö. 7. asırda bu bölgeye hâkim oldular. M.Ö. 6. asırda Perslerin istilâsına uğradı. Dârâ, Kafkasya Seferini buradan geçerek yaptı. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralıİskender, Persleri yenerek burasını ele geçirdi. Partlar ve bunlara bağlı Ermeni derebeylikleri zaman zaman bölgeye hâkim oldular. M.Ö. 1. asırda Pontos Krallığını yıkan Romalılar bu bölgeye yaklaştı. M.S. 2. asırda Romalıların eline geçti. Daha sonra Partlar ve onların yerine geçen Sâsânîler ile Romalılar arasında el değiştirdi. M.S. 395’te Roma ikiye bölününce bu bölge, bütün Anadolu gibi Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. Bu bölge, Bizans ile Sâsânîler arasında sık sık el değiştirdi ve buradaki derebeyleri bâzan İran bâzan da Bizans’a tâbi oldular. M.S. 7. asırda İslâm orduları bu bölgeyi fethedince Ermeni derebeyleri, Abbâsî halifelerine tâbi oldular. Bölge ahâlisi, kütleler hâlinde İslâmiyetle şereflenerek, İslâmiyet, Kars ve civarında hızla yayıldı. Türk Sâcoğulları ve onların yerine geçen Şeddâdiler bu bölgeye hâkim oldular ve Ermenilerle mücâdele ettiler. Onuncu asrın ortasında Kars’a 50 km mesâfede Ani şehrini başşehir yapan Ermeni derebeyleri 1044’te Bizanslılar tarafından bölgeden kovuldular. Yirmi senelik Bizans hâkimiyetinden sonra büyük Türk Hakanı Selçuklu Sultanı Alparslan 1064’te Ani’yi fethederek Bizanslıları buradan attı. Kars, Anadolu’nun Türkler tarafından fethedilen ilk parçası oldu. Bu fetih 1071 Malazgirt Zaferinden yedi sene önce olmuştur. Türkiye Selçukluları Devletini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şahın babası Kutalmış Bey, 1049 ve 1053 Anadolu akınlarına giderken Kars’tan geçti. 1058 akınında Selçuklu şehzâdelerinden Yakuti Kars’ın dış mahallelerini fethetti. Sultan Alparslan, 1068’de Ardahan’ı fethetti. Alp Arslan’ın oğlu SultanMelikşah, Kars’ı geri almak isteyen Bizanslıları 1080’de yenerek bu bölgeyi Erzurum’u merkez yapan Saltukoğullarına verdi. 1124’te Gürcüler, Ani ve Kars’ı ele geçirince, Saltukoğulları 1153’te Kars’ı geri aldı. 1226’da Celâleddin Harezmşah, Ani’yi kuşatmış fakat alamamıştır. Tiflis’i fethetmiştir. 1239’da Moğollar Kars ve Ani’yi alarak, Gürcüleri buradan uzaklaştırmışlardır. Sırasıyla İlhanlılar, Celâyirliler, Tîmûrlular, Karakoyunlular ve Akkoyunlular bölgeye hâkim oldular. Tîmûr Han, 1394, 1400 ve 1403’te Kars’tan geçti. Safevîler, Akkoyunlu İmparatorluğunu yıkınca, mîrasına konarak Kars’a hâkim oldular. Bu sırada Osmanlı Devletinin sınırları da Kars’a dayanmıştı. Yavuz Sultan Selim Han, Çaldıran Seferinden dönerken Kars Kalesi yakınında konakladı. Kars ve çevresi, 1534’te Kânûnî Sultan Süleyman Hanın ilk yıllarında Safevîlerden Osmanlılara geçti. Osmanlı Devleti ile Safevî Devleti arasındaki stratejik çarpışmalar, Kars bölgesinde cereyan etti. 1548’de Sultan Süleyman Han, Kars Kalesini tahkim ettirdi. Safevîler, zaman zaman Kars’a saldırdılar. Sultan ÜçüncüMurâd Han, 1579’da birkaç hafta içinde Kars şehrini yeni baştan inşâ ettirip, kale, sur, câmi ve her türlü tesisleri yeniden yaptırdı, böylece 16. asırda Türk ordusunun istihkâm sınıfı burada parlak bir imtihan verdi. Kars, Osmanlıların askerî bir üssü ve serhat şehri oldu. 1604’te Safevîler, âni bir hücumla Kars’ı işgal ettilerse de tekrar çıkarıldılar. 1616’da Kars Kalesi yeniden geniş ölçüde tahkim edildi. Sultan Dördüncü Murâd Han, Revan Seferinde buradan geçti ve Kars’ı yeniden îmâr etti. On yedinci asırda Kars ve Çıldır, iki ayrı beylerbeyliğin merkezleri oldular. 29 Mayıs 1664’te başlayan ve bir hafta devam eden zelzele büyük zarar verdi. 1734’te Nâdir Şah Avşar, Kars’ı iki defa, 1744’te üçüncü defa kuşattı ise de alamadı. 1807’de Ruslar, Kars’a kadar yaklaştı fakat Osmanlı ordusu, Rusları yenerek, Tiflis’e geri çekilmek mecburiyetinde bıraktı. 1821-1823 arasında İranlılar, Kars topraklarına akınlar yaparak Osmanlıları yıprattılar. Sonra da Ruslar, saldırarak 15 Temmuz 1828’de Kars’ı işgal ettiler. 8 ay sonra Edirne Muâhedesi ile Kars’ı terk ettilerse de Kars’ın üçte ikisini ve târihi bütün eserlerini, câmi ve türbeleri imhâ ettiler. 1853-1856 Kırım Harbinde bu bölgede büyük savaşlar oldu. Rusların 29 Eylül 1855 taarruzu Kars halkının (genç, yaşlı, erkek, kadın ve hatta çocukların) desteği ile Müşir Mehmed Vâsıf Paşa emrindeki Türk ordusu tarafından geri püskürtüldü. Bu zaferin hatırası olarak altın, gümüş ve bronz“Kars 1272” madalyaları bastırıldı ve Kars şehrine “Gâzi” ünvanı verildi. Halk üç sene vergi ve askerlikten muaf tutuldu. Ruslar, 1856’da Paris Antlaşması ile bu bölgede 5 ay kaldıktan sonra geri çekildiler. Kars çevresinin ikinci Rus işgali böylece sona erdi. Doksanüç Harbi denen 1877-1878 Türk-Rus Harbinde Kars çevresinde dünyâ çapında önem taşıyan muhârebeler olmuştur. Bu târihte Kars 20 bin nüfuslu ve 25 câmili bi

ruclips.net/video/TOSXnoYhmMk/видео.htmlsi=pC6EbVBH0kFyXxm3 Igdir'in hava kirliligi ile ilgili BBC haberi

Çok güzel anlatım olmuş

Timur buranın güzelliğini görünce yakıp yıktırmamış

🙏

💛🙏

2017'de mart ayın'da Hukul pide yanında bir tane boş dükkan kiralayıp döner dükkanı açtılar 2 dayım Suudi Arabistan 'dan oraya geldi. . . Aslen biz Hatay'lıyız Hatay'da yaşıyoruz. Orda küçük döner dükkanı açtılar bende onlara yardıma gittim Hatay'dan otobüse bindim geldim . 1 ay orda kaldım yörük ALİ efe müzesini gezdim ilçeyi sevdim sonra eve geldim memlekete bizimkiler de elinden geleni yaptı ama dükkan battı tutunamadılar olmadı 3 ay dayanabildiler 😂 simdi bir dayım Arabistana geri döndü dönerci maaşla çalışıyor öteki şimdi Zonguldak ta pidecilik yapıyor çalışan kendisi gene öyle bir anımdır Yenipazar

👏👏👏👏👏

Güzel videolarınızı bekliyorum❤

Sizinle gezmek keyifli hocam❤

Oldukça bilgilendirici bir video olmuş , emeğinize sağlık

Ege denizi bir başka

Miss

Gün batımı diyince de dikili ❤

Dikili turu önemlidir

Dikili merkez

🎉🎉🎉

yesil bi sehir nasil hava kirliymis uydurmayin

Teşekkürler ❤

Güzel ve bilgilendirici bir video

Iğdır İrem Bağları mitolojisi: Evvel zaman içinde Ağrı (Kaf) dağının dört bir yanında yüzlerinden samimiyet, yüreklerinden vefa eksik olmayan iyi insanların hep birlikte sevgiyle ve doğayla barışık halde yaşadığı bir diyar varmış. İnsanların birbirlerine olan saygı ve sevginin yanı sıra hayvanata, doğaya ve çevreye karşı olan adalet duygusunun da çok yüksek olduğu bu diyar çiçekler ülkesi olarak ta adlandırılırmış. Hatta Hz Nuh peygamber’in bile tufan sonrası zulme, küfre ve günaha bulaşmış kavimden kurtulmak için masum insanları gemiye alıp yeni bir başlangıç için özellikle bu toprakları tercih ettiği söylenenler arasında. Rivayete göre bu iyi insanlara Tanrı tarafından Ağrı dağının yamacında içinden ırmakların aktığı, rengârenk kelebeklerin ve kuşların uçuştuğu, binlerce renk çiçeklerlerin açtığı, birbirinden güzel meyve ağaçlarının bulunduğu ve kurtla kuzu’nun birlikte oynadığı bir cennet bahçesinin bahşedildiği söylenir durur kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa. Gel zaman git zaman derken bu topraklarda çevre ve tabiata karşı olan adalet duygusunun bozulmasıyla Ağrı dağının eteğinde bulunan bu cennet bahçesi dağın sallanmasıyla toprak altına çekilerek kaybolduğuna inanılır. Mitolojiye göre Iğdır, Nahcivan, Erivan, Van ve Tebriz yöresinde kısacası Ağrı dağının dört bir yanında yaşayan insanlarda İrem (Cennet) bağlarıyla ilgili şöyle bir inanç yaygındır. Hangi dinden, dünya görüşünden, yaşam tarzından ve inanıştan olursa olsun bu dağın etrafında yaşayan tüm insanlar doğaya ve birbirlerine karşı adil oldukları zaman bu “Cennet bahçesi’nin” yüce yaratan tarafından onlara yeniden bahşedileceğine inanırlar. Iğdır, Nahcivan, Erivan, Van ve Tebriz bölgesinde Nevruz kutlamaları kapsamında geleneksel olarak her yıl yapılan tabiat günü olarakta adlandırılan “Tabiatla Barış bayramı” bu konuya verilebileceğimiz en belirgin örneklerden birsidir. Nevruz bayramının yedinci ve son aşaması olan bu bayramın ritüelleri hem doğaya hem de tüm canlılara duyulan sevgiyle birebir örtüşmektedir.

Selam abi bu heykel hangi köyde?

MÜKEMMEL BİR ETKİNLİK OLMUŞ KUTLARIM SİZLERİ

Ирем Багар: Вокруг горы Арарат распространено такое мнение о Ирем Багар. Считается, что у подножия горы Арарат в месте, называемом Ирем (Рай), есть огромный сад, который почти напоминает рай, говорят, что люди уважают друг друга и справедливость, а также очень высокое чувство справедливости по отношению к животным, природе и окружающей среде, и что добрые люди, живущие здесь, получают райский сад от Бога. из поколения в поколение. Ходят слухи, что даже пророк Ной, пророк, наполнил ковчег невинными людьми, чтобы спастись от людей, погрязших в преследованиях, богохульстве и грехах после потопа, и специально выбрал эту землю для нового начала. Согласно местным верованиям, со временем это чувство справедливости по отношению к окружающей среде и природе на этих землях ухудшается, и этот райский сад, расположенный у подножия горы Арарат, уходит под землю из-за качания горы. Игдыр, Нахичевань, Ереван, Ван и Тебриз, короче говоря, у людей, живущих по всему горному хребту Арарат, распространено такое поверье об иремских связях. Независимо от религии, мировоззрения, образа жизни и убеждений, все люди, живущие вокруг этой горы, верят, что, когда они будут справедливы по отношению к природе и окружающей среде, этот “Эдемский сад” будет вновь дарован им всемогущим творцом. Если он намеревается навести справедливый порядок на этих землях, это станет возможным только при надлежащей охране природы и окружающей среды. “Праздник мира с природой”, также называемый днем природы, который традиционно проводится каждый год в рамках празднования Навруза в Игдыре,

Ties of Irem: There is a widespread belief about the ties of Irem around Mount Ağrı. according to belief, it is rumored that there is a vast garden resembling paradise at the place called Irem (Paradise) vineyards at the foot of Mount Ararat, it is told that people have a very high sense of justice towards animals, nature and the environment, as well as respect and justice for each other, and that the good people who live here have been given a garden of eden by God from generation to generation. It is even narrated that even Prophet Noah especially preferred these lands for a new start by filling innocent people into the ship to get rid of the people who were infected with cruelty, unbelief and sin after the flood. According to local belief, over time, with the deterioration of the sense of justice towards the environment and nature in these lands, this garden of eden, located at the foot of Mount Ağrı, disappears by being pulled under the ground by the shaking of the mountain. The following belief about the ties of Irem is widespread among people living in Igdir, Nakhchivan, Yerevan, Van and Tabriz, in short, all over Mount Ağrı. regardless of which religion, worldview, lifestyle and belief, all the people living around this mountain believe that this “garden of Eden” will be bestowed on them again by the almighty creator when they are fair to nature and the environment. If he is going to imagine a just order in these lands, this will only be possible with the protection of nature and the environment in accordance with nature. The “Feast of Peace with Nature”, which is traditionally called the nature day held every year as part of the Nowruz celebrations in Igdir, Nakhchivan, Yerevan, Van and Tabriz regions, is one of the most obvious examples we can give to this issue. The rituals of this holiday, which is the seventh and final stage of the Nowruz holiday, coincide exactly with the love for both nature and all living beings. The following belief about the ties of Irem is widespread among people living in Igdir, Nakhchivan, Yerevan, Van and Tabriz, in short, all over Mount Ağrı. regardless of which religion, worldview, lifestyle and belief, all the people living around this mountain believe that this “garden of Eden” will be bestowed on them again by the almighty creator when they are fair to nature and the environment. If he is going to imagine a just order in these lands, this will only be possible with the protection of nature and the environment in accordance with nature. The “Feast of Peace with Nature”, which is traditionally called the nature day held every year as part of the Nowruz celebrations in Igdir, Nakhchivan, Yerevan, Van and Tabriz regions, is one of the most obvious examples we can give to this issue. The rituals of this holiday, which is the seventh and final stage of the Nowruz holiday, coincide exactly with the love for both nature and all living beings.

İREM BAĞLARI HİKAYESİ: Ağrı dağı çevresinde İrem bağlarıyla ilgili şöyle bir inanç yaygındır. inanışa göre ağrı dağının eteğinde İrem (Cennet) bağları denilen yerde adeta cenneti andıran uçsuz bucaksız bir bahçenin olduğu rivayet edilir, İnsanların birbirlerine olan saygı ve adaletin yanı sıra hayvanata, doğaya ve çevreye karşı olan adalet duygusunun çok yüksek olduğu ve burada yaşayan iyi insanlara Tanrı tarafından bir cennet bahçesinin bahşedildiği anlatılır durur kuşaktan kuşağa. Hatta Hz Nuh peygamber’in bile tufan sonrası zulme, küfre ve günaha bulaşmış kavimden kurtulmak için masum insanları gemiye doldurup yeni bir başlangıç için özellikle bu toprakları tercih ettiği rivayet edilmektedir. Yöresel inanışa göre zamanla bu topraklarda çevre ve tabiata karşı olan adalet duygusunun bozulmasıyla Ağrı dağının eteğinde bulunan bu cennet bahçesi dağın sallanmasıyla toprak altına çekilerek kaybolur. Iğdır, Nahcivan, Erivan, Van ve Tebriz, kısacası Ağrı dağının dört bir yanında yaşayan insanlarda İrem bağlarıyla ilgili şöyle bir inanç yaygındır. hangi dinden, dünya görüşünden, yaşam tarzından ve inanıştan olursa olsun bu dağın etrafında yaşayan tüm insanlar doğaya ve çevreye karşı adil oldukları zaman bu “Cennet bahçesi’nin” yüce yaratan tarafından onlara yeniden bahşedileceğine inanırlar. Bu topraklarda adil bir düzen tasavvur edecekse, bu ancak fıtrata uygun doğanın ve çevrenin korunması ile mümkün olabilecektir. Iğdır, Nahcivan, Erivan, Van ve Tebriz bölgesinde Nevruz kutlamaları kapsamında geleneksel olarak her yıl yapılan tabiat günü olarakta adlandırılan “Tabiatla Barış bayramı” bu konuya verilebileceğimiz en belirgin örneklerden birsidir. Nevruz bayramının yedinci ve son aşaması olan bu bayramın ritüelleri hem doğaya hem de tüm canlılara duyulan sevgiyle birebir örtüşmektedir.

Borçka Karagöl mu Şavşat Kara göl mu?

🤜🤜🤜

🤓🤓🤓

👌👌👌

😎😎😎

🤜🤜🤜