Видео

Bu kaliteli bir sohbet olmuş.

Uzaylilar inince butun palavra dinler cop olacak

318

Bu kanalın abonesi neden az videolar cok güzel seylere değiniyor

Çok bilgilendirici, zihin açıcı ve insanın imanını pekiştirici bir seri oldu, teşekkürler, sizin de dediğiniz gibi kötülük de, şeytan da bu ilahi imtihan mekanizmasının bir parçası

Gençler ..bu konuları tartışıyorsanız tevrat'ı tüm versiyonları ile okumuş olmalısınız deyilmi..🤔 tevrat o anlatısı ile sağlam bir bilimkurgu hikayesidir..musa'nın rab dediği bulut içinde evi olan..tek musa ile iletşim kuran etcil ve nalet bir dünya dışı..çölde 40 yıl 600bin kişiye gündüz koyu gölge,gece parlak ışık saçan ve temas için o buluttan aşaya ışık sutunu ile inen..süekli musayı manüple eden bir dünya dışı varlık..uzatmayayım merak eden okusun,benim takıldığım dünya dışı varlık belitisi yok dediniz ..☺

Dilerim öyle olur bıktık bu dincilerden

👍🏅

Uzaylılar gelse de bu saçma sapan dinler ortadan kalksa.

Bakalım bu kanal ne kadar büyür şuan 298 :) ben 299 yapayım

Dinler ortadan kalkacaksa eğer Paranın kendisi ve sahte türevlerinin ortadan kalkması gerekmezmi? Dünyayı düzeletmek için önce ütülemek gerektiğini onlar iyi biliyorlar Biz sadece hipootez ustasıyız

🌟🌟🌟🌟🌟

İzleyelim hemen.

Ben ufolar ile karsilastim!

Teşekkürler çok keyifli bir yayındı.Yeni bölüm ne zaman?

Ben 1986 yılımda tarlamıza ucan daire inmişti gıriler gece 02 veya 03 arasında bire bir kendi gözlerimle gördüm boyları 150 cıvarındaydı 5 adet giri indi icinden darireden indiler ben saklandım onları seyrettim daha sonra aynı bir dinama sesi gibi inledi kalkış yapıp kuzeye gitti ödemiş yönüne birdeha görmedim

Teşekkürler 🌹

Kardeşim mitoslar çitoslar beyin yakan şeylerdir.Yani reenkarnasyonu kabul etsen ne olur etmesen ne olur sonuçta dünün ölüsü içinde bulunduğun anın dirisi bir saniye sonrasının meçhulüsün.

Çok güzel bir paylaşım, teşekkürler 🌹

Ateşi üşümekte olan birini ısıtmak için kullanmak iyiliktir birini yakmak için kullanmak kötülüktür. Şimdi ikinci olasılık yüzünden yaratıcı ateşi yokmu etmeli.Üstü açık uyumayın kardeşim 😅😅😅

Napacan uzaylilarla karșilașip bașina bela mı arıyon?

Beyninize sağlık

Birkaç yayınınızı izledim. Felsefe ve diğer konulara yaklaşımınızı sevdim. New age saçmalığı yok, ideolojik ya da inançsal bir dayatma -yani, en azından görebildiğim kadarıyla- yok. Umarım bu çizgide ve gelişerek devam edersiniz. Bu noktada, çok yakından, bütün aksam ve detaylarıyla üçgen bir UFO gördüğümü söyleyip inandırıcılık ve saygınlığımı yitirmek istemezdim ama gördüm ne yazık ki:) Dolayısıyla, eğer büyük devletlerin gizli araçları falan değilse bunlar, Uzaylılar nerede? sorusu benim için bir anlam taşımıyor artık. Yanıtını merak ettiğim soru; Buradalar, ve? Esenlikler dilerim.

Ben 1986 yılında 08 18 Agustos canlı şahitihim 02 ve ya 03 sıralarında harman yeline i

Emeğinize sağlık çok güzel bir içerik olmuş

GALAKTİK FEDERASYON 👽 ARAMIZDALAR

Teşekkürler

🌟🌟🌟🌟🌟

Gelde Allaha inanma, tevekkül etme...

Başarılar gardaş takipteyiz bana yararlı olacak bir kanal inşallah

MaşaAllah

Çok güzel bir seriydi aklıma en çok takılan ve merak ettiğim bir konuydu elinize ağzınıza sağlık

Hızır'ın zaman yolcusu olabileceği fikri, gerek dini metinlerdeki tasvirler gerekse felsefi yaklaşımlar açısından ele alındığında, üzerinde düşünülmeye değer bir hipotez olarak öne çıkar. Kehf Suresi’nde geçen Hızır ve Musa kıssası, Hızır’ın gelecekteki olayları bilerek hareket ettiğini açıkça ortaya koyar. Gemiyi delmesi, bir çocuğu öldürmesi ve bir duvarı onarması gibi eylemleri, yalnızca gelecekte yaşanacak olaylara dair bilgiye sahip olmasıyla anlam kazanır. Bu anlatılar, Hızır’ın zaman içinde ileri ve geri hareket edebildiğine işaret eden bir zemin sunar. Felsefi bir perspektiften değerlendirildiğinde, zaman kavramının doğası ve insan algısının ötesindeki işleyişi üzerine çok çeşitli teoriler geliştirilmiştir. Işık hızına yakın hızlarda hareket eden bir varlığın zaman deneyimi farklılaşabilir ve bu, zamanda yolculuğun teorik olarak mümkün olduğunu işaret eder. Hızır’ın bir anda farklı yerlerde bulunabilmesi ve nurani bir varlık olarak nitelendirilmesi, onun fiziksel dünya yasalarına tabi olmadığını düşündürür. Bu, Hızır’ın zaman ve mekâna sınırlı olmayan bir varlık olabileceğini ve böylece zamanda yolculuk yapma yeteneğine sahip olabileceğini destekler. Aynı surenin içinde yer alan Ashab-ı Kehf kıssası da zaman algısının göreceli doğasına dair önemli bir örnek sunar. Mağarada 309 yıl kalan gençlerin, bu süreyi bir gün ya da daha kısa bir an gibi hissetmeleri, zamanın sadece fiziksel bir olgu değil, aynı zamanda algıya bağlı bir deneyim olduğunu gösterir. Hızır, zamanın akışını insanın ötesindeki bir bilinçle algılıyor olabilir ve bu, onun zaman içinde serbestçe hareket etmesini mümkün kılabilir.

Sorunun özetini "Ebu leheb bana niye irade verdin, irade verdiğin için kötülük yaptım ve cehenneme girdim. Üstelik bunu biliyordun. Dolayısıyla suçlu sensin diyebilir mi?" diye anladim. Bence irade bahşetmek çok büyük bir lütuftur. Bazen melek olmak istiyor muyum diye düşünüyorum. Ama insan olduğum için (irade ) Allah'a çok şükür ediyorum. Anlamak, karar vermek, gözlemlemek, çalışmak, bir şey ortaya koymak, sahip olmak ( irade) vb. vasıflar o kadar büyük birer nimet ki. teşekkür edileceğine niye bu nimetleri verdin denilebilir mi?( Bence hayır). Hatta bütün ebedi ehli cehennemlikler yok olmayı mi tercih eder, var olup azap görmeyi mi?( Bu ebedi cehennemi (azabi) da yanlış anladigimizi düşünüyorum. Hiç bir insan saf kötü olamaz. Ebu leheb gibi cehennemligi kesin biri bile ( bu yüzden bu ismi tercih ettim) cehennemde belli zamanlarda belli nimetlere mazhar olabiliyor. Yani ehli cehennemlikler de yaptıkları güzel davranışların karşısında belli nimetlere mazhar olabiliyor. Yani hiçbir iyilik boşa gitmiyor. En azından bu yönde görüş bildiren İslam alimleri var) Ben bu soruda var olmayı öne koysam da kesin cevap veremiyorum ve verilemez de diye düşünüyorum. Ki bu dünyada tanri inanci olmayan insan bile ömür boyu hapsi idama tercih edebilir ve ediyor. Ebu lehebe de Hz ebubekire de bu irade verildi. Bunlarin tercihlerinin neticesinde Ebu leheb bana irade vermeseydin, verdigin için sana karşı geldim derse"""""( bir doktor bilerek yanlış ilaç kullanıp insanlari öldürürse ve hapse atılsa "beni doktor olarak eğitip reçete hakkı vermeseydiniz ben de oldurmezdim ve hapse girmezdim" diyebilir mi? Hayır. Ben burda eğitimi iradeye benzetiyorum. Burda şöyle itiraz edilebilir. İlgili mercii o kişinin insan öldüreceğini bilse ona eğitim vermezdi( bence böyle bir eğitim modeli eğitimi gereksiz kılar ama buraya girmek istemiyorum). Bu durumda bu kişi hangi eğitimi alırsa alsın o eğitimin amacına ters hareket edebilme ihtimalini göz önüne alıyorum. Bu durumda yapılacak şey o kişiye eğitim(irade) vermeden onu hapse atmak olacaktır. Eğitim almadan hapse giren kişi ne düşünür? Eğitim almadan hapse giren kişiye haksızlık yapılmış olmaz mı? İlgili mercilerin bunu bilmesi ( her durumda hapsi hakedecegi) o şahsı eğitimsiz hapse koymaya yeter mi? Burda da şöyle itiraz edilebilir. Örnekte ilgili mercii eğitim vermek zorunda. Ancak Allah yaratmak zorunda değil. Temelde Allah insanı niye iradeli yarattıya geliyoruz. Allah yeryüzünde kendisine halife(irade sahibi) yaratmak istedi ve yarattı. Ona niye yarattın denilemez. O istediğini istediği şekilde yaratır ki yaratmıştır da( nitekim iradesiz varlıklarin olduğunu da biliyoruz.). Bence burda ancak Allah'ın sıfatlarına aykırı bi durum olup olmaması konuşulabilir. Bence Allah'ın sıfatlarına aykırı hiçbir şey yok. ) """""" ve Ebu lehebe irade verilmezse hz Ebubekir in durumu ne olacaktır. Bu durumda Hz Ebubekirin itiraz hakkı olmayacak midir? (Bence olacaktır.). O zaman adalet hangisinde? Hangisi Allah'ın sıfatlarına uygundur. Cehennemin varlığı başta adalet olmak üzere Allah'ın sıfatlarına ters düşmez, tam tersi gerektirir diye düşünüyorum.

Benim adalet kavramından anladığım kullar arasındaki eşitlikten ziyade Allah ile kul arasındaki memnuniyettir. Allah iradesiz kullarına ittifak olmamasına rağmen onların da bir çeşit cennette olduğunu söyleyen çok İslam alimi var, burda bu grubun acı hissiyatı hakkında söylediğiniz (NPC ) doğru da olabilir ancak doğru olmasa bile bence acı sonsuzluk içinde unutulan ve biten bir şey.hatta acının bitmesi tek başına haz veren bir şey. Dolayısıyla iki ihtimalde de onlar hem bir varlık kazanmış hem de bir nevi cennette oldukları için itiraz haklarının olmadığını düşünüyorum.

19:25 deki soruya cevap veremiyor. Lafı dolaştırıyor. Aslında hiç nir soruya cevap veremiyor. 3 cümle ezberlemiş başka bir şe yyok.

Bu acı eşiğinin istisnaları var elbette (üstelik zihin kontrolüyle) 1963 de protesto için üzerine benzin dökülüp yakılan (Vietnamlı Budist) rahip acıya karşı (istemsiz bile) zerre tepki vermemişti [youtubedan videosu bulunabilir (video rahatsız edici olabilir)] [ Nisâ Suresi - 56 . Ayet Tefsiri; "Şüphe yok ki, âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka deriler ile değiştiririz ki acıyı duysunlar. Allah daima üstündür ve hikmet sahibidir." yukarıdaki örneğe göre tanrı bu budisti yakarak cezalandırma şansız yok, ya da 'hikmet sahibi=bilgelik' sahibi tanrı, acının bedende değil zihinde olduğunu bilmiyor ( "acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka deriler ile değiştiririz" bu bilgiden yoksun olduğunun kanıtı zaten) ] Bilimsel veya sanatsal araştırma için kadavra (ölü bedenini) üzerinde çalışmayı, bedeninin kutsiyetinden ötürü yasaklayan engisisyon, canlı bedenlere yüzyıllarca akla hayale gelmeyen yöntemlerle zarar verdi öldürdü Kötülük arıyorsanız bakacağınız tek yer (insanın ve insanlığın önündeki en büyük engel olan) "örgütlü inanç zihin yapısıdır"

Türkiye’de böyle içerikler görmek güzel🎉👍🏽

Güzel yayındı bende benzer düşünüyorum sizinle. Ancak itiraz ettiğim şu, tarih boyunca eline güç devşirenler dini kendilerine bir kalkan olarak kullanıp hasız elde ettikleri gücü korurken sömürdükleri insanlara Allahın dünyayı imtihan olarak yarattığı ve sömürülen insanlar olarak sizin sınavınız kaderiniz bu ve buna uygun hayat yaşayın egemenle olarak kurduğumuz tahakkuk ettiğimiz güce karşı gelmeyin diyerek insanları Allah ile kandırdıkları düşüncesiyle HAYATIN OYUN İMTİHAN OLMA ve AHİRETİN ASIL YAŞAM OLMASI inancına dayatmasına ve yahut egemenlerin bunu kullanmasına ŞİDDETLE karşıyım. Öte yandan inançlı biri olarak hayata güzel onurlu erdemli emeller yapmaya bu deneyimleri yaşamaya geldiğmize hayatın tekamül süreci olduğuna kaniyim. Her şey sınav kötülükte Allahın yaratımı olduğuna inanmıyorum. Kötülüğü biz insanlar yaratıyoruz bir çok ayetde bu ifade ediliyor zaten. Emeğinize teşekkürler...

Konuyla ilgisiz olabilir.. Burada doğru yada yanlış felsefi arrgümanlar mantık argumanları sözkonusu .. Ancak ön koşullarınızın hepsi tamamen islam diye bir dinin çelişkilerle dolu kitabına dayanıyor. Yani mesela allah neden zama dan münezzeh olmalı? Engüçlü? En büyük? En merhametli? Herşeye gücü yeten? Tüm evrenlerdeki tüm atomlardan eş zamanlı sorumlu ? Neden bu güçleri hemen kabul ediyoruz? Yani savaşrda ele geçen ana babası ölmüş kızları hunharca paylaşan bir öğretinin kitabı neden baz almaya layık? Tanrı meden 1 tane olmalı? 2 tane 3 tane 10 tane so suz tane neden olamıyor. Bir insanı yaratan bir tanrı onun her bir hücresinin hareketinden her an neden sorumlu?sorumlu olmasa olmuyor mu? Belkide yarattı ve daha sonra başka hiçbir şeyi kontrol edemiyor ..belki başka bir tanrı grubu ilgilrniyor? Demek istediğim basit birşey değil..aramızdaki bazı kişiler nede n bir tanrı ile bot bağlamış onunla asker arkadası gibi her olay böyle olmalıymış gibi konuşuyor. Kaç tane yaratmaya şahit oldunuz? Yaratıcının gücü neden sonsuz? Yaratıcı neden ölümsüz olmak zorunda.. Bu soruların cevaplarının hiçnir dayanagı yok. Peygamber hanımları ile laf dalaşına giren bir tanrı sizce bu özellikleri taşıyan bir tanrı mı? islamın tanrısı bir tanrı ailesinde ergen bir çocuk tanrı bile olabilir..ki bu çok daha mantıklı

Bir insanın Allaha inanmadığı veya başka yaratıcılara inandığı için yaptığı bütün iyiliklerin boşa çıkması ve Ebedi cehennem ile cezalandırılması zulüm değildir de nedir?

İnsanların kötülük yapmasının tanrıdan gelmesi veya gelmemesine gerek yok. Tanrı kavramının kendisi kötü (onu var olarak kabul edersek ) Depremler, tsunamiler, binlerce çeşit hastalık , hayvanların birbiri yemesi (gladyatör arenası gibi) ilk insanların hiç bir teknolojiden, ilaçlardan faydalanamaması bile o insanlara karşı adaletsizliği gösteriyor. Bir tanrı varsa şayet ! şeytandan hiç bir farkı yok.

ders gibi bir sey anlatmak yerine sesli dusunmeniz cok hoş .abone oldum tesekkur ederiz

29:40 şaka mı bu? Özgür irade vardır çünkü herkesin iyilik yada kötülük yapma ihtimali vardır . Bu ne ki şimdi....ne büyük bir saçmalık Kulli irade nedir allasen? Yani insan birşeye gözünden tanım uydurdu diye neden o tanımı ciddiye alıyoruz.maalesef çok fazla önkoşulunuz var .ve bütün olarak kabul ettiğiniz bu saçmalıklar sizin düşüncenize kelepçe vuruyor. Ve siz bunu anlayamıyorsunuz .saçmalıkları önden kabul etmeniz ( neden kabul ettiğinizin bile farkında değilsiniz çünkü bir nedeni bir mantığı yok yok)ne kadar uğraşırsan uğraşın sizi bataklıktan kurtarmıyor. Evren henüz yaratılmamışken bir kişinin cehenneme gideceği belli.. Neyin özgür iradesi neden bahsediyorsunuz? Öncelikle Bazı şeyleri sebepsizce kabul etmeyi bırakın ..Allah denilen varlığa atfedilen güçlerin hepsi zırvadır ve ön koşul olarak olabişirliğine dair hiçbir kanıt ve daha önemlisi zorunluluk yoktur . Allah bir şeyi biliyor ise dilemiştir. Nokta ..yani zamandan ayrı olmak diyr birşeyi kabul etmek hiçbir mantıklı tığa sığmayacak bir şeyi : insan beyni algılamayaz ama böyle birşey vardır .diyerek gözümüzden uydurmak kabul edilemez. Her türlü bilgiyi her türlü yaratmayı hertürlü gücünü her türlü dilemeyi zamandan münezzeh oldugu için sadece bir anda aynı anda aynı zama sıklıkta sahip olmak diye birşey olabilir mi? Olsa bile bilmeden önce dilemesi gerekir. Ama önce kelimesini kullandın. E tabi kulla alırsın Allah da kullanıyor. Bak 40:25 de pes edersin ama pes ettiğin halde geri dönüp şu şu şu sözlerim hgeçerliliğini kaybetti de demeliydin. Özet: 1.allahın güçleri uyduruk ve çelişkidir. 2.allah dilemiştir.o yüzden bilmektedir.çünkü allahtan izinsiz hiçbir saniye hareket etmez hiçbir atom hareketlenmez. Dolayısı ile özgür irade masaldır. 3. 3.

🌟🌟🌟🌟🌟

Merhaba, Ben de bu konulara nacizane kafa yoruyorum ve tartışmanızın bir bölümünde geçen, “Allah’ın ilmi ile zaman ve özgür irade ile olan bağlantısı” konusu özellikle ilgimi çekti. Tartışmaya vesile ve katkı olması açısından değerlendirmelerimi paylaşıyorum: Allah’ın ilmi, geçmiş, şimdi ve geleceği bir bütün olarak kapsar ve bu bilgi zamandan bağımsızdır. Zaman, sonradan var olmuş ve ortaya çıkan bir boyut olduğundan, Allah’ın bilgisi zaman içinde gerçekleşen olaylara sonradan eklenmez. Allah, her şeyi ezelde olduğu haliyle bilir; bu bilgi, olayların nerede, ne zaman, nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceğini de değişmez bir şekilde kapsamaktadır. İnsanlar açısından zaman, geçmişten geleceğe doğru akan bir çizgidir. Ancak Allah için tüm zamanlar eşzamanlı olarak “şimdi”dir. Bu bilginin, özgür irade varsa eğer, insanın kararlarını belirleyen bir neden olmaması gerekir. İbn Rüşd de, ilahi bilginin insan hürriyetiyle bağdaştırılabileceğini savunmuş, Allah’ın bilgisinin küllî bir düzlemde tikelleri (bireysel olayları) kapsadığını ifade etmiştir. Ancak bu bilgi, zamanla ilişkili olarak değişmez; Allah, değişen her şeyi zamansız bir şekilde bilir. Gelecek olaylar, Allah’ın bilgisinde zaten “şimdi” gibi görünür ve bu nedenle bilgi, zamandan bağımsızdır, yani, zaman içindeki olaylar, Allah’ın bilgisinde eşzamanlı/ kuantum süperpozisyonu (metaforik izah) halinde insanın tüm seçimleri ile birlikte bulunur. İlahi bilgi, tüm potansiyel olasılıkları kuşatır; bu, Allah’ın bilgisinin belirleyici (deterministik) olmaktan ziyade kuşatıcı olduğunu gösterir. Allah, kuantum vakumundaki belirsizliklerden birini seçip yaratarak evrenin gidişatını belirleyebilir. Bu seçim, Allah’ın iradesine bağlıdır ve O’nun ezeli bilgisine dayanır. Ancak bu bilgi, olayların özgür bir şekilde gerçekleşmesini iptal etmez; bilakis, olasılıkların varlığını sürdürür. Bu bağlamda, paralel evrenler teorisi de, her kuantum olasılığının gerçekleştiği farklı bir evrenin var olduğunu öne sürer. Bu teoriye göre, evrenimiz sadece olasılıkların bir tezahürüdür; diğer olasılıklar da başka evrenlerde gerçekleşir. Allah’ın ezeli bilgisi, sadece bir evrenin değil, tüm paralel evrenlerin bilgisini de içerir. Allah, bir insanın yapabileceği tüm olası seçimleri ve bu seçimlerin her birinin yaratacağı sonuçları bilir. İnsan, kendi evreninde özgür bir seçim yaptığında, bu seçim diğer olasılıkların mevcut olmadığı anlamına gelmez. Allah, gerçekleşmeyen seçimlerin de sonuçlarını bilir. Paralel evrenler teorisi, ilahi bilginin “tek bir belirlenmiş gerçeklik” yerine, çoklu olasılıkları kapsayan bir çerçevede anlaşılmasını sağlar. Allah, her bir evrenin başlangıcını ve olası sonlarını bilir; bu bilginin bireysel evrenlerdeki özgürlüğü iptal etmemesi gerektiğini düşünmekle birlikte, metafiziksel ve dini anlamda oldukça tartışmaya açık bir konu olduğunu da belirtmek isterim. Saygılarımla...

Harika bir icerik. Doyurucu argumanlar. Kuran ayetleri ozenle secilmis. Bugun ilk defa karsima cikti bu kanal ve abone oldum. Takipcinizim.

Allah'ın vaadi Haktır. Allah vaadinden dönmez ama tehdidinden kulları lehine dönebilir. Merhametii kendime farz kıldım sözü gereğince veya Merhametim gazabını geçti sözü gereğince tehdidinden dönebilir. Allah suçlu olmalarına rağmen ve suçları kesinleşmiş olsa bile suçluları affedebilir. Bu konuda yukarıda yazdığım ayetlere dayanarak Hüsnü zan etmek hepimizin lehine olur. Mesela bir anne çocuğunu tehdit eder kırarım senin kemiklerini der. Burada Annenin asla çocuğunun kemiklerini kırma arzusu yoktur. Sadece onu terbiye niyetiyle tehdit eder. Konuya birde böyle bakmak lazım. Mesela Allah sizin için kısas ta hayır vardır fakat affedersiniz daha iyi olur diye bize tavsiyede bulunuyor yani buradan da Allahın bize tavsiye ettiği şeyi kendisi neden uygulamasın diye de düşünülebilinir..

🌟🌟🌟🌟🌟

Yeniden bedenlenip dünya ya dönerler. Reankarnasyon tek çözümdür.